TARİHÇESİ
Küçükmenderes (antik Çağlardaki adı Kaystros) ırmağının aktığı ova, her çağda verimliliğin ve bolluğun göstergesi olmuştur.
Akdeniz iklimine giren birçok bitkinin yetiştiği bu yörenin, antik çağ yazarları da övgüyle söz ederler. Küçükmenderesin adına ilk kez M.Ö. lX yüzyıl ozanı Homeros'un İliada destanındaki dizelerde rastlıyoruz. XlX yüzyılın ilk yarısında, yukarı Küçükmenderes Havzasına gelen Fransız Gezgini Charles Felix Marie Texier, Description de L' Asie Minor ardlı yapıtında şu bilgileri veriyor: " Lydia arazisi son derece mümbit ve mahsuldardır ve tarımın içinde bulunduğu düşme durumuna rağmen, bu ünü halen halen geçerlidir.... Lydia'nın başlıca silsilesini oluşturan Tmolos ( Bozdağ) bu konuda bir ayrıntı oluşturuyordu. Bahçeleri ünlü idi. Bağları, makbul şarapları hasıl ediyordu.... Kamışlarla örtülmüş gördüğümüz küçük ırmak Cayster (Küçükmenderes) idi. Eskiler bu yere Cilbiane adını verirlerdi. Pek verimli bir ünü vardı. Gerçekten de bu ününü bu güne kadar yitirmemiştir. Hala yine heset ve çeşitli ürünler verir. Biraz yukarıda Homeros'un sözünü ettiği Asya çayırı vardır.
Bundan 20-25 yıl öncesine keder Küçükmenderes taşar, çevresini kaplardı. Irmağın üzerine kurulmuş Ödemiş'i, Bademli, Ovakent, Konaklı ve köylerine bağlayan eski eski köprünün, ırmağın sel ile her yıkıma uğradığını hatırlamaktayız. Bu köprü yeniden ele alınıp yapıldı. Ama ırmakta su kalmadı. Taşıp, çevresini kaplayan Küçükmenderes ırmağının sularında, M.Ö. IX. yüzyıl ozanı Homerus'un sözünü ettiği kanatlı kuşlar, kazlar, turnalar barınır, avcılar silahlarını sırtlayıp bunları avlamaya giderlerdi. Şimdi hem ırmak taşıp çevresini kaplamıyor, hem bu sularda kuşlar yaşamıyor, hemde avcılar için çekiciliğini kaybetmiştir. Ovada, yüzbinlerce yılın doğal birikimi olan yer altı suları, kısa sürede cömertçe harcandığından, çok derinlere inmiştir. Çiftçileri sulamaya dayalı tarımda büyük masraflar ve zorluklar baklemektedir. Beydağ - Kiraz kıstağına yapılmakta olan sulama barajı bitinceye kadar bu sıkıntılar çekilecektir Ovada bu sıkıntıların belkide diğer yerlere göre en az çekildiği yöre, Bademli'dir. Belde Aydındağları'ndan gelen çeşitli çayların suları ile beslenir. Nefis içimi olan bu karlık sularını Bademliler, içmede ve sulamada kullandıkları gibi, Belediye kurduğu işletme ile şişelere doldurarak dışarıya ihraç etmektedir. Belde ve tarım alanları, yeşillikler içine gömülmüştür. Bol oksijenli temiz havası, nefiz içimlik karlık suları, yemyeşil doğa manzarası ile Bademli ideal bir piknik ve mesire yeridir. Zaten ilkbahar mevsimi ile başlayan, yaz boyunca süren ve sonbaharda ekim ayı sonlarına kadar geçen zamanda çevreden birçok aile buraya piknik yapmaya gelirler. Bademliyi tanıtan bu site biraz da bunun için hazırlandı. Onu sadece Ödemiş'lilerin bilmesi, tanıması yeterli değil.İstiyoruz ki cennetten bir köşe olan Bademlinin güzelliklerini tüm Türkiye bilsin ve o eşsiz güzellikleri içine sindirsin.
ÇEŞME
Aşıklaroba mahallesinde, yukarı Kabaşlar denilen yerde, Seyh İbrahim'lerin evinin batı duvarında 1852 yılında yapılmış bir hayrattır. Bugün suyu akmadığı için kullanılmamaktadır. Üst kesiminde yaptıranlarla ilgili taş kitabesi var var idiyse de, sökülerek götürülmüştür.
SALİH EFENDİ MESCİDİ 1819'da Yenikahve'de yapıldı. 1931'de onarım gördü. Bugün ibadete açıktır.
ÇAPANOĞLU MESCİDİ Capanoğlu Mustafa Ağa tarafından 1824'de Pazar yerinde yaptırıldı. 1946'da Kızılcızade Ahmed Ağa tarafından genişletildi.
DERVİŞ AĞA CAMİ 1849'da Pazaryerinde Hacı Mustafa tarafından yaptırıldı. Sonradan onarım gören camii,özelliğini yitirmiştir.
APBAŞ MESCİDİ 1864'de Arapbaşoğulları tarafından yaptırıldı. Akçalı Mahallesinde olup, özelliğini yitirmiştir.
ABDÜLBAKİ CAMİİ 1853'de Yakaçelebi Mahallesinde Baki oğulları tarafından yaptırıldı. 1935 ve 1966'da onarım görmüş olup, özelliğini yitirmiştir.
KADI OTURAĞI: Hayrettin Efendi Camii'nin kuzey bitişiğindeydi. Aşağı yukarı 200 yıllık bir yapıydı. Yapı gereçleri taş, ağaç ve saman karıştırılmış çamurdu İki odası olan bu yapıda, Osmanlı devleti zamanında kadılar otururlardı. Son zamanlarda bekçi odası olarak kullanılmış, sonra satılarak kişiye özel olmuş, günümüzde de yıktırılmıştır. Önce efelik edip, sonra yüze indiğinde kır serdarı yapılan ince Mehmet, Bademli'de otururken, bu konakta, kızanları ile birlikte 1907 yılında zaptiyeler tarafından öldürülmüştür
Coğrafi Konumu
Coğrafi konumu 38 derece 59 dakika kuzey enlemi ve 27 derece 16 dakika doğu boylamında yer alan Bademlinin doğusunda Beydağ ilçesi, batısında Ovakent Beldesi, kuzeyinde Kaymakçı Beldesi, güneyinde ise Aydın ilinin Köşk ve Sultanhisar ilçeleri ile çevrilidir.Denizden yüksekliği 264 metre olan belde, İzmir ilinin, Ödemiş ilçesinin bucağıdır. Ödemiş İlçesinin güneydoğusunda yer alıp, 20 kilometre asfalt bir yolla ilçeye bağlıdır.
Bademli Beldesine bağlı köyler: Kuzeyinde Mescitli, kuzey-doğusunda Emirli ve Kemenler, doğusunda Pirinçci, güney doğusunda Bıçakçı köyleri bulunur. Beldenin 4 mahallesi olup. adları : Kale, Yakaçelebi, Aşıklaroba, Akçalı (Arapbaş)'dır.
EĞİTİM
Halkın %90'ından fazlası okur yazardır. Beldede iki ilkokul ve bir ortaokul bulunur. En eski eğitim kurumu olan Şükrü Saraçoğlu ilkokulu 1935'te hizmete açılmıştır. Aşıkloroba Mahallesindeki Gazi İlkokulu 1965'te öğretime başlamıştır. Ortaokul ise 1968'de öğretime başlamıştır. Ancak, sekiz yıllık eğitim kapsamında bu okullar Bademli İlköğretim Okulu durumuna gelmiştir. Orta okulu bitirenler, Ovakent ve Ödemiş Liselerinde öğrenimlerini sürdürürler. Üniversiteyi bitiren ve subay, doktor, öğretmen, mühendis gibi türlü işlerde çalışan Bademlili gençler bulunmaktadır. Bademli'de Kültür Bakanlığı'na bağlı bir kütüphane bulunduğu gibi 1997 yılında Atatürkçü Düşünce Derneği'nin bir şubesi de açılmıştır.
RESMİ KURUŞLAR
Belediye kuruluşu 1932 yılında gerçekleşti. 1930 yılında 266 sayılı Tarım Kredi Kooperatifi kuruldu, 1935'de 19352de Şükrü Saraçoğlu ilkokulu açıldı.1965'de Gazi ilkokulu, 1968'de ortaokul öğretime başladı. 1968 yılında posta teşkilatı ile Tarımsal Kalkınma Kooperatifi açıldı. Bademli'de Jandarma Belde Karakolu'ndan başka, 1975'te açılan sağlık ocağı da bulunur.